22 Kasım 1970: İstanbul’da Kültür Sarayı kimliği belirsiz kişilerce yakıldı.
12 Mart 1971: Genel Kurmay Başkanı Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler, Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur, Deniz Kuvvetleri Komutanı Cemal Eyicioğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri adına hükümete, Millet Meclisine ve Cumhuriyet Senatosuna yönelik hazırlanan 12 Mart Muhtırasını verdi. Demirel kabinesi istifa etti.
5 Mart 1972: Marmara Yolcu Gemisi kimliği bilinmeyen kişilerce batırıldı.
28 Haziran 1972: Eminönü Araba Vapuru, kimliği bilinmeyen kişilerce batırıldı.
1 Ekim 1973: MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş, ‘Emanet olan davayı kucakladım. Hiçbir şeye aldırmadan yürüyorum. Geri dönersem vurun. DAVADAN DÖNENİ VURUN.’ dedi.
20 Temmuz 1974: Türk Ordusu Barış Harekatını başlattı ve Kıbrıs’a çıkartma yaptı. Lefkoşe ele geçirildi. ABD Kongresi Türkiye’ye yönelik silah ambargosu başlattı.
31 Mart 1975: Milliyetçi Cephe Hükumeti AP, MSP, MHP ve CGP tarafından Süleyman Demirel’in başbakanlığında kuruldu.
8 Ağustos 1975: Beyrut’ta görev yapan bir Türk diplomatının arabasına Ermenilerce bomba konuldu. Bunu 22 Ekim 1975’de Viyana, 24 Ekim 1975’de Paris,9 Haziran 1977’de Vatikan, 29 Ocak 1982’de Los Angeles, 5 Mayıs 1982’de Boston Büyükelçilerinin, 16 Şubat 1976’da Beyrut Büyükelçiliği Birinci Katibinin, 2 Haziran 1978’de Madrid Büyükelçisinin eşinin ve şoförünün, 12 Ekim 1979’da Hollanda Büyükelçisinin oğlunun, 7 Haziran 1982’de Lizbon Büyükelçiliği İdari Ateşesinin, 10 Eylül 1982’de Burgaz Konsolosluğu İdari Ateşesinin öldürülmesi; 15 Mayıs 1977’de Paris Türk Turizm Bürosunun, 29 Mayıs 1977’de Yeşilköy Havaalanı ve Sirkeci Garının, 3 Ocak 1978’de Brüksel Büyükelçiliğimizin, 8 Temmuz 1979’da Paris THY bürosu ve Turizm Ateşeliğimizin çeşitli Ermeni terör örgütlerince bombalanması eylemleri izledi.
21 Temmuz 1980: Maden İş Başkanı Kemal Türkler İstanbul’da uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü.
12 Eylül 1980: Türk Silahlı Kuvvetleri, İç Hizmet Kanununun verdiği yetkiye dayanarak, emir ve komuta zinciri içerisinde yönetime el koydu. Genel Kurmay Başkanı Kenan Evren oluşturulan Milli Güvenlik Konseyi’nin de başkanlığını üstlendi. Türk-İş dışındaki sendikalar, Kızılay dışındaki dernekler ve tüm partiler kapatıldı. Bazı milletvekilleri ve parti liderleri gözaltına alındılar.
20 Ağustos 1980: Mehmet Özbay Urfa Emniyet Müdürlüğüne başvurarak bir pasaport aldı.
8 Ekim 1980: Abdullah Çatlı yurtdışına çıktı.
11 Ekim 1980: MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş tutuklandı.
24 Ekim 1980: Mehmet Ali Ağca, İsviçre Lucoma’da Hotel Krone’a yerleşti. Otelde 4 gün kalan Ağca, Mehmet Şener, Oral Çelik ve Abdullah Çatlı ile görüştü.
15 Kasım 1980: Bahçelievler Katliamı davasında zanlılardan Ercüment Gedikli, albay olan babası sayesinde tahliye edildi.
17 Kasım 1980: Bahçelievler Katliamı davasında zanlılardan Haluk Kırcı,Abdullah Çatlı’nın liderliğinde 7 TİP’liyi nasıl öldürdüğünü anlattı.
29 Nisan 1981: Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesinde 587 sanıklı MHP davasına başlandı. 1971-1980 tarihleri arasında 694 kişinin sağ görüşlü kişilerce öldürüldüğünü açıklayan Savcı, Türkeş ve 498 sanık hakkında idam cezası istedi.
13 Mayıs 1981: Abdi ipekçi cinayetinin firari sanığı Mehmet Ali Ağca, Vatikan’da Papa II. Jan Paul’ü vurdu. Papa saldırıdan yaralı olarak kurtulurken, Ağca’nın kaldığı otelde yapılan aramada ele geçen bir mektupta ABD ve Sovyet Emperyalizmine dünyanın dikkatini çekmek için bu eyleme giriştiği yazıyordu.
22 Şubat 1982: Oral Çelik, Mehmet Şener, Abdullah Çatlı Zürih’te uyuşturucu kaçakçılığı suçundan yakalandı. İnterpol tarafından aranan Şener dışındakiler serbest bırakıldılar.
4 Mart 1982: Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Nolu Askeri Mahkemesi Abdullah Çatlı hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkardı.
25 Mart 1982: Oral Çelik hakkında Abdi İpekçi cinayetinde görev aldığı iddiası ile tutklama kararı çıkartıldı.
8 Temmuz 1982: Abdullah Çatlı, Türk İnterpol’ünün isteğiyle, Kırmızı Bülten ile aranmaya başlandı.
8 Ağustos 1982: ASALA Militanları Esenboğa Havaalanına bir saldırı düzenlediler. 16 kişiyi rehin alan militanlar polis ile çatıştı. 9 kişi öldü, 72 kişi yaralandı. Operasyon sonucu yaralı olarak yakalanan Leo Ekmekçiyan tutuklandı.
28 Ağustos 1982: ASALA, Ottowa Askeri Ateşemiz Albay Atilla Altıkat’ı öldürdü. Altıkat Ermeni terör örgütlerince öldürülen ilk subaydı.
Devlet Başkanı Kenan Evren, Genel Kurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı yetkileri ile köşkte bir görüşme yaptı. Görüşmede ASALA’ya karşı yurtdışı operasyonlara başlanılması kararı alındı.
25 Haziran 1985: Ankara 1 nolu Askeri Mahkemesi İbrahim Çiftçi’nin Doğan Öz’ü taammüden öldürdüğü, ancak hukuki zorunluluk nedeni ile Çiftçi’nin beraatine karar verdi.
10 Mart 1995: Ailesi Tarık Ümit’in kaçırılması olayında devletin konuyu derinlemesine araştırmadığını iddia etti ve Ümit’in yerini bildirecek olanlara 500 milyon ödül vaadetti.
12 Mart 1995:İstanbul’da Gazi Mahallesinde dört kahve otomatik silahlar ile tarandı. Alevi kökenli iki kişinin ölmesi üzerine çıkan olaylarda polis ve halk birbiri üzerine ateş etti. İki gün süren çatışmalarda 21 kişi öldü. Gerginlik askeri birliklerin müdahalesi ile yatıştırıldı.
13 Mart 1995: Tansu Uçuran Çiller, ‘Terör Örgütlerinin Finans Kaynağının Kurutulması İçin Alınacak Tedbirler Genelgesi’ni yayınladı.
15 Mart 1995: Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Aliyev’e ikinci defa darbe girişiminde bulunuldu. Azerbaycan Meclis Özelleştirme Komisyonu üyesi ve TİKA personeli Ferman Demirkol’un ve Türki Cumhuriyetlerden sorumlu Devlet Bakanı Ayvaz Gökdemir’in adının da karıştığı darbe girişimi Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in, haber vermesi üzerine önlendi. OMON Birliklerinin Başkanı Ruşen Cevadov, teslim olduğu halde Aliyev’e bağlı birlikler tarafından öldürüldü. Aliyev, Azeri televizyonunda olayda Türkiye’nin sorumluluğu olduğunu söyledi. Ferman Demirkol, Demirel’in ricası ile özel bir uçakla Türkiye’ye getirildi. Uçakta Demirkol dışında Çatlı ve bir kaç arkadaşının olduğu iddia edildi. 21 Mart 1995: Meydan Gazetesinde yayınlanan bir haberde Tarık Ümit’in hayatta olduğu ve liderliğini Abdullah Çatlı’nın yaptığı ülkücü mafya tarafından kaçırıldığı iddia edildi.
4 Nisan 1995: BOTAŞ’ın Ceyhan Bölge Müdrülüğünde bulunan petrol çamurunun tahliyesi için açtığı ihaleyi Güven Sazak ve Amhet Baydar’ın ortak oldukları Baysa isimli şirket kazandı.
30 Mayıs 1995: Çakıcı’nın adamlarından Recep Çiçek, Cankurtaran Holding başkanı Emin Cankurtaran’ı yaraladı.
30 Ağustos 1995: Engin Civan’ın vurulması olayına adı karışan Nurullah Tevfik Ağansoy, Almanya’da yakalandı.
Eylül 1995: Abdullah Çatlı, Güven Sazak’ın Baysa şirketindeki hisselerini satın aldı ve Mehmet Özbay kimliği ile yönetim kuruluna girdi. 3 Eylül 1995: Özel Harekat Daire Bşk. Vekili İbrahim Şahin, Abdullah Çatlı ve bir grup özel timci Ayhan Akça ve Ziya Bandırmalıoğlu’nun oğullarının sünnet düğününde bir araya geldiler ve aynı pistte göbek attılar.
27 Eylül 1995: Özer Uçuran Çiller’in de bir dönem kuryeliğini yapan Mehmet Urhan, uğradığı bir bombalı saldırı sonucu öldü. Saldırıda ayrıca Matild Manukyan yaralandı.Urhan, Çiller aleyhine İstanbul Bankası soruşturmasında ifade veren tek tanıktı. Olay polis kayıtlarına, İGDAŞ’ın aksini ispat etmesine rağmen, doğal gaz patlaması olarak geçirildi.
28 Kasım 1995: Musevi asılı tefeci Nesim Malki, iş görüşmesi için gittiği Bursa’da öldürüldü. Malki’nin borç kayıtlarını içeren defter kayboldu.
1 Aralık 1995: Borsacı Yener Kaya İstanbul’da arabasının içinde yakılarak öldürüldü. DYP Milletvekili adayı Kaya’nın evrak çantası arabada bulunamadı.
11 Haziran 1996: Söylemez Kardeşler Çetesi ortaya çıkartıldı. Çetenin beyni olduğu iddia edilen Mehmet Sena Söylemez, DYP milletvekili Mehmet Ağar’ı kardeşini öldürtmek ve Adalet Bakanı olduğu dönemde de kendisini öldürmeye çalışmak ile suçladı. Söylemezler ile ilişki içinde olduğu söylenen 2 Emniye Müdürü, 1 Emniyet Amiri, 1 Başkomser, 2 Komser Yardımcısı, 1 Üstteğmen, 1 emekli Üstteğmen, 5 Astsubay, 1 emekli Astsubay yüzünden Üniformalı Çete olarak da adlandırılan Söylemez Kardeşler çetesi hakkında Ankara 1 nolu DGM’de dava açıldı. Basına konuşan TBMM Faili Meçhul Siyasi Cinayetler Araştırma Komisyonu başkanı Avundukoğlu, “devlet içine çöreklenmiş başka çeteler de var” dedi.
29 Haziran 1996: Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan ve Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Tansu Uçuran Çiller, Refah-Yol koalisyon hükümetini kurdular.
4 Temmuz 1996: İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek yaptığı basın toplantısında Çiller ailesinin, Jandarma Yüzbaşı Hüseyin Pepekal aracılığı ile mafya ile birlikte gladio benzeri bir örgütlenme kurduklarını iddia etti.
7 Temmuz 1996: İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek yaptığı basın toplantısında Özer Uçuran Çiller’in, silah kaçakçısı Hüseyin Duman ile birlikte çalıştığını iddia etti.
11 Temmuz 1996: Kocaeli Çetesi olarak da bilinen örgütün lideri Hadi Özcan, Rize’de yakalandı ve ilk ifadesindeAbdullah Çatlı ile birlikte BOTAŞ ihalesine girdiklerini anlattı. Özcan ve Çatlı, iddialara göre Ceyhan’da Boru hattından çalınan ham petrol ile Baysa tarafından satın alınan petrol çamuru karıştırıyor ve dünya piyasasına sürüyordu.
28 Temmuz 1996: Kumarhaneler Kralı olarak da tanınan Ömer Lütfü Topal İstanbul Sarıyer, Tazeceviz sokağındaki evinin önünde çapraz ateş ile öldürüldü. Daha sonra yapılan incelemede Çatlı’nın, cinayetin işlendiği saatlerde bir çok kere Ercan Aksoy, Oğuz Yorulmaz ve Ayhan Çarkın isimli Özel Tim mensubu polislerle ve iş ortağı Ali Fevzi Bir ile telefon görüşmesi yaptığı ortaya çıktı.
6 Ağustos 1996: Özel Tim’de görevli polisler Ercan Aksoy, Oğuz Yorulmaz, Ayhan Çarkın Ankara Emniyeti Koruma Müdürlüğünde görevlendirildiler.
7 Ağustos 1996: Şanlıurfa milletvekili Sedat Edip Bucak’ın istemi ile Ercan Aksoy, Oğuz Yorulmaz, Ayhan Çarkın Bucak’ın yakın koruması olarak atandılar.
8 Ağustos 1996: Diyarbakır, İçel ve Hakkari’de faaliyet gösteren 3’ü polis, 7 kişilik bir çete silahları ile birlikte yakalandı.
25 Ağustos 1996: MİT İstanbul Bölge Başkanlığı İstanbul Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu’na yolladığı tek sayfalık bilgi notunda: “Topal cinayetinin failleri, Özel Timciler Ercan Ersoy, Oğuz Yorulmaz, Ayhan Çarkın ile Topal’ın ortakları Sami Hoştan ve Ali Fevzi Bir’dir” dedi. Bilgi notu polis kayıtlarına kimliği bilinmeyen bir telefon ihbarı olarak geçirildi.
1 Kasım 1996: Sedat Bucak, Abdullah Çatlı, Hüseyin Kocadağ, Gonca Us ve Bucak’ın korumaları iki Mercedes ile geldikleri Kuşadası Onura Otel’e yerleştiler. İki oda tutan grup, akşam yemeğinden sonra öldürülen Ömer Lütfü Topal’a ait kumarhanede oyun oynadılar ve 3 Kasım günü saat 14.00’de otelden ayrıldılar. Otelin faturasını Ali Oto isimli mütahit ödedi.
8 Aralık 1996: İçişleri eski Bakanı ve DYP Elazığ Milletvekili Mehmet Ağar, “Abdullah Çatlı’nın Emniyet Genel Müdürlüğünde uzman olarak çalıştığı ve kendisine yardımcı olunması ricasını” içeren belgedeki imzanın sahte olduğunu iddia etti.
Ağar’ın dokunulmazlığına ilişkin olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı fezleke Adalet Bakanlığına gönderildi. Adalet Bakanı Şevket Kazan, fezlekenin Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce incelendiğini bildirdi.
13 Aralık 1996: Adalet Bakanlığı, DYP Milletvekili Ağar’ın dokunulmazlığının kaldırılması talebi ile gönderilen fezlekeyi, “dosyada eksiklikler bulunduğu” gerekçesi ile iade etti.
14 Aralık 1996: İstanbul Eminiyet Müdürlüğü Topal’ın öldürülmesinde kullanılan Kalaşnikov tüfeklerin şarşörlerini bir birine başlamakta kullanılan koli bantlarında bulunan parmak izlerinden birinin Şahin Ekli sahte kimliğini kullananAbdullah Çatlı’ya ait olduğunu açıkladı.
16 Aralık 1996: Ağar’ın dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke hazırlayan Ankara Cumhuriyet Savcısı Nihat Artıran, fezlekenin yeniden hazırlanması görevinin başsavcıya verilmesine tepki göstererek soruşturmayı yürütme görevinden çekildi.
Dilek Örnek, İstanbul Atatürk Havalimanına içinde 25 milyar lira değerinde Alman Markı bulunan bir çantayı sokarken yakalandı.
18 Aralık 1996:İçişleri Bakanı Meral Akşener, “Yazıcıoğlu bana değil ANAP Lideri Yılmaz’a bilgi verdi ve Çatlı’nın parmak izini beş buçuk ay sakladı. Soruşturma biterse kendisini Rize’ye vali yapacağım böylece ona yakınlığı tescillenir”dedi.
20 Aralık 1996: Bakanlar Kurulu kumarhanelerin kapanmasını kararlaştırdı. Türkiye’deki kumarhanelerde toplam 20 bin kişi istihdam ediliyor ve 164 trilyon vergi ödeniyordu.
Emniyet’in İsrail’den aldığı 16 UZİ ve 25 adet Jerico marka silahın kayıtlarda mevcut olmadığı anlaşıldı.
22 Aralık 1996: Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, TBMM’de temsil edilen siyasi parti liderlerini (Necmettin Erbakan, Tasu Uçuran Çiller, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit, Deniz Baykal, ve Muhsin Yazıcıoğlu) Susurluk’ta meydana gelen trafik kazası sonrasında ortaya atılan iddiaları görüşmek üzere Çankaya Köşkünde topladı.
23 Aralık 1996: Atatürk Havalimanında içinde 25 Milyar lira değerinde dövizle Türkiye’ye giriş yaparken yakalanan Dilek Örnek ile İran uyruklu bir kişi çıkarıldıkları DGM’de tutuklanırken; Özel Harekat Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin’in yakın koruması ve şoförü Ayhan Akça serbest bırakıldı.
24 Aralık 1996: Mesut Yılmaz TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu’na 4 saat süreyle bilgi verdi.
26 Aralık 1996: TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu 3 saat süreyle MİT görevlisi Mehmet Eymür’ü dinledi.
İçişleri Bakanı Meral Akşener, haklarında muhtelif gıyabi tutuklama kararları bulunan suç faillerine yardım ve yataklık yapmak iddialarıyla haklarında soruşturma yürütülen 7 emniyet mensubunu görevden aldı.
27 Aralık 1996: İstanbul valisi Rıdvan Yenişen ve İstanbul Emniyet eski Müdürü Kemal Yazıcıoğlu, TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu’na bilgi verdiler.
Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Ankara Cumhuriyet Savcısı Nihat Artıran hakkında inceleme başlattı.
30 Aralık 1996: Meral Akşener tarafından açığa alınan İstanbul Kemal Yazıcıoğlu’nun yerine Ankara Emniyet Müdürü Ramazan Er’in “geçici görevle” atandığını bildirdi.
8 Ocak 1997: TBMM Susurluk Araştırma Komisyonunda bilgi veren Korkut Eken, “devlet ülkücü ile de, solcu ile de işbirliği yapar” dedi.
TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu, İbrahim Şahin’i dinledi.
10 Ocak 1997: Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından hazırlanan rapor, Erbakan’a sunuldu. Teftiş Kurulu Başkanı Oduncu hazırlanan raporda aralarında Ağar ve Bucak’ın da bulunduğu 35 kişi için suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
İstanbul 4 Nolu Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmada,süpriz tanık Abdullah Yavuz, İpekçi cinayetinde rol aldığı için yargılanan Oral Çelik’i teşhis edemedi. Çelik bu davadan tahliye edildi ancak Malatyada bir öğretmenin öldürülmesi ile ilgili davadan yargılandığı için serbest bırakılmadı.
11 Ocak 1997: Adalet Bakanı Kazan Başbakanlık Teftiş Kurulunun raporunda devlet içinde çete tespit edilemediğini açıkladı.
İstanbul eski Emniyet Genel Müdürü Necdet Menzir açıklamalarda bulundu.
13 Ocak 1997: Adalet Bakanı Kazan raporda çete yok şeklindeki sözlerinden vazgeçti.
İstanbul DGM, Ayhan Çarkın, Ercan Ersoy ve Oğuz Yorulmaz’ı tutuklayarak cezaevine yolladı.
Abdullah Çatlı’nın evi kazadan 70 gün sonra polis tarafından arandı.
16 Ocak 1997: İçişleri Eski Bakanı Ağar, TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu’nda PKK ile mücadele için finans kaynaklarının kurutulması kararının MGK’da alındığını ve Çatlı’yı Mehmet Özbay olarak tanıdığını söyledi.
17 Ocak 1997: Susurluk kazasında ölen Abdullah Çatlı’nın telefonları İstanbul DGM tarafından incelemeye alındı.
20 Ocak 1997: Frankfurt Ağır Ceza Mahkemesi, Türk hükümetinden bir bayan bakanın eroin kaçakçılığı ile ilişki içinde olduğunu açıkladı.
22 Ocak 1997: DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak ve Abdullah Çatlı’nın eşi Meral Çatlı TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu’nda ifade verdi.
23 Ocak 1997: Gazetelerde Özel Timci-Bucak-Çatlı ilişkilerini belgeleyen fotoğraflar yayınladı.
Oral Çelik, yargılanmakta olduğu üçüncü davadan da beraat etti be serbest bırakıldı.
28 Ocak 1997: Özel Timci Ziya Bandırmalıoğlu, İstanbul DGM önünde tutuklanacağını anlayınca kaçtı.
TBMM’de Telefon Dinlenmesi İddialarını Araştırma Komisyonu kuruldu.
30 Ocak 1997: TBMM Susurluk Araştırma Komisyonunda konuşan Oral Çelik “ASALA’yı biz çökerttik” dedi.
1 Şubat 1997: Tüm yurt genelinde SÜREKLİ AYDINLIK İÇİN BİR DAKİKA KARANLIK Eylemleri başlatıldı.
5 Şubat 1997: Emniyet İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı TBMM Susurluk Araştırma Komisyonuna bilgi verdi.
6 Şubat 1997: Adli Tıp Kurumu, Çatlı’ya Mehmet Özbay, Yaşar Öz’e Eşref Çuğdar adıyla düzenlenen uzman emniyetçi belgeleri üzzerindeki Mehmet Ağar imzalarının gerçek olduğunu açıkladı.
12 Şubat 1997:Aydınlık için Karanlık Eylemine RP’lilerden gelen tepkiler kamuoyunda rahatsızlık yarattı.
21 Şubat 1997: Mehmet Ağar Elazığ’da coşkulu bir kalabalık tarafından karşılandı.
28 Şubat 1997: Aylık olağan toplantısını yapan Milli Güvenlik Kurulu, “Anayasa ve Cumhuriyet yasalarının uygulanmasından asla taviz verilmeyeceği, laikliğin sadece rejimin değil, demokrasinin de güvencesi olduğu” şeklinde karar aldı ve 18 maddelik bir önlemler listesi açıkladı.
Bülent Orakoğlu, Ankara’da katıldığı bir toplantıda “Asker Türkiye’de artık darbe yapamaz, 167 bin polis ve 7 bin özel tim görevlisi var, Askerin polisi de yanına alması gerekir” dedi.
1 Mart 1997: Dündar Kılıç, TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu’na bilgi verdi.
5 Mart 1997: Aralarında İbrahim Şahin ve Korkut Eken’in de bulunduğu 10 kişi hakkında İstanbul DGM’de 313. madde kapsamına giren cürüm işlemek için silahlı çete oluşturmak iddiası ile dava açıldı.
11 Mart 1997: Hakkında tutklama kararı bulunan İbrahim Şahin teslim oldu.
12 Mart 1997: Tansu Uçuran Çiller’in müşaviri Borsacı Adil Öngen, Çakıcı’nın adamları tarafından Türk Ticaret Bankası’nı Evcil’in almasına engel olduğu gerekçesi ile kurşunlandı. Öngen zırhlı aracı sayesinde kurtuldu.
1 Nisan 1997: Mehmet Eymür, TBMM Mumcu Cinayetini Araştıma Komisyonunda verdiği ifadede “Eğer polis tarafından aranan suçlular, televizyonlara çıkıp konuşabiliyorsa polisten birileri onları himaye ediyor demektir” dedi.
Emniyet Genel Müdürü Alaattin Yüksel, “görülen lüzum üzerine” Çankırı Valiliğine atandı. Emniyet Genel Müdürlüğü görevine vekaleten Hakkari Valisi Kemal Çevik getirildi.
TBMM Telefon Dinleme Komisyonunda konuşan bir TELSİM yetkilisi “Telefonları polis değil ama MİT dinliyor. İsteklerini kanuni değil diye geri çevirdiğimizde Telekom şebekemize el koydu.” dedi.
2 Nisan 1997: Mehmet Eymür, Hanefi Avcı hakkında 500 milyon lralık tazminat davası açtı. Eymür, dava dilekçesinde Avcı’nın resmi görevini kişisel menfaatleri için kullandığını iddia ediyordu.
7 Nisan 1997: Susurluk kazasından sonra ismi sık sık geçen Yaşar Öz teslim oldu.
10 Nisan 1997: Ankara 2 Nolu DGM, telefonların dinlenmesi için verdiği kararı iptal etti.
30 Nisan 1997: Dündar Kılıç’ın oğlu Cenk Ali Kılıç, Alaattin Çakıcı’nın yakınlarından Ferit Metin Aslan’ı öldürdü.
1 Mayıs 1997: Alaattin Çakıcı Flaş Tv’de 23. Saat isimli programda Türk Ticaret Bankası olayı ve Kanal6’nın el değiştirmesi ile ilgili açıklamalar yaptı. Tansu ve Özer Uçuran Çiller’in medya üzerinde kredi gücü ve silah tehtidi ile bir baskı ortamı oluşturulduğunu söyleyen ve Tansu Uçuran Çiller hakkında “namussuz” sözcüğünü kullanan Çakıcı, “Ya Yalı Çetesini yok edeceğim ya da yok olacağım” dedi.
2 Mayıs 1997: Flash Tv’nin İstanbul’daki merkezi kimliği belirsiz kişilerce basıldı. Canlı yayın esnasında stüdyoya giren bir grup ortalığı dağıtıp çevreye ateş açtılar.
5 Mayıs 1997: İstanbul 4 Nolu DGM’de görülmekte olan dava ile ilgili olarak DGM Savcılığı Dilek Örnek ve eniştesi Ercan Doğan’ın Hollanda ve Fransa’da da suç işlemek için örgüt oluşturmaktan arandıklarını belirtti.
12 Mayıs 1997: Sağlık ve Sosyal Hizmetler Emekçileri Sendikası (SES) Genel Eğitim Sekreteri M.Konuk Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Namık Erdoğan’ın Susurluk Çetesi tarafından öldürüldüğünü iddia etti. Konuk,Haluk Kırcı’nın sadece İstanbul’da 22 medikal şirketin ortağı olduğunu da açıkladı.
16 Mayıs 1997: TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu hazırladığı raporu tamamladı.
27 Mayıs 1997: TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu raporu görüşülmek üzere meclise sunuldu. Muhalefetin eleştirilerini yanıtlamak için söz alan İçişleri Bakanı Meral Akşener, Susurluk’dakiler hariç olmak kaydıyla, 11 Haziran 1996-3 Kasım 1996 tarihleri arasında 9 çetenin polis tarafından açığa çıkartıldığını ve bu çetelere dahil 136 kişinin çeşitli suçlardan dolayı yargılanmaya başlandığını, 36 kişinin 21 adedinin emniyet, 6 kişisinin de silahlı kuvvetler personeli olduğunu açıkladı.
29 Mayıs 1997: Hanefi Avcı, Mehmet Eymür tarafından kendisi aleyhinde açılan dava hakkında mahkemeye yazdığı cevap dilekçesinde Eymür ile Yeşil’in ilişkilerini anlattı.
31 Mayıs 1997: MGK olağan toplantısında, Sarmusak olayını konuşuldu.
2 Haziran 1997: İstanbul DGM’de çete davasının ilk duruşması yapıldı.
19 Haziran 1997: İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına 30 yıldır CİA adına çalıştırğı gerekçesi ile Tansu Uçuran Çiller hakkında suç duyurusunda bulundu.
30 Haziran 1997: ANAP, DSP ve DTP koalisyonunun oluşturduğu 55. Hükümet Cumhurbaşkanının onayı sonrası göreve başladı.
7 Temmuz 1997: Hanefi Avcı, Show Tv’de 32. Gün programına katıldı ve TSK’ya yönelik istihbarat faliyetlerinde bulunduğu iddialarına yanıt verdi.
10 Temmuz 1997: Çiller’lerin yalı komşusu işadamı Mehmet Üstünkaya’ya Çakıcı’nın adamları tarafından silahlı saldırıda bulunuldu.
TBMM Susurluk Kazası Araştırma Komisyonu üyeleri, Hanefi Avcı ile birlikte yemek yedi. Avcı, yemekte Gazi Mahallesi olaylarının Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğini iddia etti.
16 Temmuz 1997: Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkan vekili Bülent Orakoğlu, TSK’ya yönelik istihbarat faliyetlerinde bulunduğu gerekçesiyle tutuklandı ve ifadesi alındı.
23 Temmuz 1997: Susurluk Davasında ikinci duruşması yapıldı.
26 Temmuz 1997: Meral Çatlı, eşinin öldürüldüğünü iddia etti.
1 Ağustos 1997: İş Bankası kredi borçlarına karşılık işadamı Erol Evcil’in zeytin işleme tesislerine el koydu.
8 Ağustos 1997: Başbakan Mesut Yılmaz, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş’ı Susurluk Kasasını incelemesi ve bu konuda bir raporu hazırlaması için tam yetki ile görevlendirdi.
14 Ağustos 1997: Mehmet Ağar ve Sedat Bucak’ın dokunulmazlıklarının kaldırılması ile ilgili olarak toplanan TBMM Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu 21’e karşı 18 oyla dokunulmazlıkların kaldırılmasını engelledi. Komisyon toplantısına ANAP’lı üyelerden yalnızca Ekrem Pakdemirli katıldı ve çekimser oy kullandı. DYP ve RP’li üyelerin tamamının katıldığı ve red oyu verdikleri toplantıya DSP’li üyeler Meclis Genel Kurulu yüzünden geç kaldılar.
12 Eylül 1997: İstanbul DGM’de görülen davanın kilit isimlerinden Şahin, Akça ve Bandırmalıoğlu, savcının talebi ile tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi.
16 Eylül 1997: Çok geniş yetkilerle görevlendirilen Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş DGM’ye iki mektup hazırladı.
28 Ekim 1997: Topal Cinayeti davasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü Teknik Büro Olay Yeri İnceleme ekibi tutanağında olay mahalinde birbirine koli bandı ile sarılmış şarjör bulunmadığı açıklandı.
14 Kasım 1997: Ahmet Özal 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın çete tarafından zehirlenmiş olabileceğini iddia etti.
24 Kasım 1997: Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Topal Cinayeti davasında Sanıklardan Oğuz Yorulmaz, Ayhan Çarkın ve Ercan Ersoy, Ali Fevzi Bir ve Sami Hoştan tutuksuz yargılanma üzere kefaletle tahliye edildiler.
30 Kasım 1997: Başbakan Mesut Yılmaz, Kutlu Savaş ile birlikte MİT Müsteşarı Sönmez Köksal ile görüştü.
8 Aralık 1997: TBMM Hayali İhracat, Faili Mechul Siyasi Cinayetler ve Susurluk KAraştırma Komisyonlarının Raportörü Hakim Akman Akyürek TEM otoyolunda geçirdiği trafik kazasında öldü.
11 Aralık 1997: TBMM’de yapılan oylama ile Mehmet Ağar ve Sedat Edip Bucak’ın dokunulmazlıkları kaldırıldı.
14 Ocak 1998: Dokunulmazlığı kaldırılan Mehmet Ağar İstanbul DGM savcılığına sanık sıfatı ile ifade verdi.
19 Ocak 1998: Dokunulmazlığı kaldırılan Sedat Edip Bucak İstanbul DGM savcılığına sanık sıfatı ile ifade verdi.
22 Ocak 1998: Başbakan Mesut Yılmaz Kutlu Savaş’ın hazırladığı raporu katıldığı bir televizyon programında kamuoyuna açıkladı.
31 Ocak 1998: Susurluk davalarının kilit isimlerinden Sami Hoştan (Arnavut Sami) teslim oldu.
11 Şubat 1998: Tüm Türkiye genelindeki kumarhaneler kapatıldı.
20 Şubat 1998: İstanbul DGM, 5 aydır elinde tuttuğu Hanefi Avcı dosyasını yürürlüğe koydu. MİT telefonlarını deşifre etmek suçundan dolayı Hanefi Avcı tutuklandı ve 10 gün boyunca Beypazarı Cezaevinde tutuldu.
6 Mart 1998: TBMM Karma Komisyonu, Mehmet Ağar’ın dokunulmazlığını uyuşturucu kaçakçısı Yaşar Öz’ü serbest bıraktırdığı gerekçesi ile açılan dava dosyası nedeniyle ikinci kez kaldırdı.
23 Mart 1998: Sami Hoştan Çete davasından tahliye oldu. Böylece davada tutuklu sanık kalmadı.
3 Mayıs 1998: Mehmet Ağar, ilk kez sanık sıfatıyla hakim karşısına çıktı. Ancak yapılan itiraz üzerine DGM dosyasını Yargıtay’a yolladı. Sedat Edip Bucak’da sanık sıfatı ile hakim karşısına çıktı ve dosyası ana dosya ile birleştirildi.
7 Mayıs 1998: Tansu Uçuran Çiller ve eşi Özer Uçuran Çiller, TBMM Soruşturma Komisyonu’na eksik bilgi ve tahrif edilmiş belgeler sundukları iççin Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
12 Mayıs 1998: İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal Ankara’da iki kişinin silahlı saldırısına uğradı. Saldırıyı Yeşil’in ekibinden uzman çavuş Cengiz Ersever’in organize ettiği öğrenildi.
22 Mayıs 1998: Akın Birdal suikastinin tetikçileri ve Cengiz Ersever yakalandılar ve Ankara DGMnin kararı ile tutuklandılar.
9 Temmuz 1998: Yargıtay 8. Ceza Dairesi İstanbul DGM’nin görevsizlik kararını bozdu.Dosya Danıştay’a gönderildi. Danıştay 2. Dairesinin kararı çerçevesinde mahkeme İstanbul 6 nolu DGM ya da Yargıtay 8. Ceza dairesinde gerçekleştirilecek. Ancak 18 Nisan 1999 Genel Seçimlerinde, Elazığ’dan Bağımsız Mİlletvekili seçilerek dokunulmazlık zırhına tekrar kavuşan Ağar’ın luzumu muhakeme kararı hala çıkartılamadı.
2 Ağustos 1998: Kanal D’de yayınlanan Arena programında Ömer Lütfü Topal’ın eski tetikçilerinden Bülent Fırat’ı öldürttüğü ve dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ’a 40 bin Mark rüşver verdiği iddia edildi.
Flash TV baskınında kullanılan tabancalardan birinin DYP Ümraniye İlçe başkanı Yavuz Ürün’e ait olduğu öğrenildi.
3 Ağustos 1998: Emniyet Genel Müdürlüğü Başbakan Mesut Yılmaz’a Çakıcı’nın yeniden Türk Ticaret Bankası ihalesine yönelik müdahalelerde bulunduğunu bildirdi.
4 Ağustos 1998: Türk Ticaret Bankası ihalesi televizyondan naklen yayınlanarak yapıldı. İhale 600 milyon dolar ile mütahit Korkmaz Yiğit’in üzerinde kaldı.
17 Ağustos 1998: Fransa’nın Nice kentinde bir otelde Alaattin Çakıcı yakalandı. Çakıcı, Fransız Polisi tarafından gözaltına alındığı sırada yanında Selçuk Ural’ın kızı Aslı Ural’da bulunuyordu. Çakıcı’nın üzerinde biri Nedim Acar adına düzenlenmiş diplomatik pasaport olmak üzere 4 pasaport ve çok sayıda kredi kartı çıktı.
İstanbul Büyük Klup’te Mehmet Ağar’ın oğlunun düğünü yapıldı. Düğünde Kenan Evren ile birlikte nikah şahidliği yapması beklenen Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel törene katılmadı.
22 Ağustos 1998: Washington’dan bazı gazetecilere e-mail yollayan Mehmet Eymür’ün eşi Janset Eymür: “Yavuz Ataç’ı Alaattin Çakıcı ile birlikte yurtdışına operasyona yollayan Şenkal Atasagundur.Gerçekler nasıl olsa ortaya çıkacak” dedi. Mektubu Eymür’ün kendisinin kaleme aldığı iddia edildi.
24 Eylül 1998: Devlet Bakanı Eyüp Aşık ile Alaattin Çakıcı’nın telefon görüşmeleri televizyon kanallrında yayınlandı.
30 Eylül 1998: Satın aldığı televizyon kanalları, gazeteler ve bankalar ile bir anda dikkatleri üzerine çeken Korkmaz Yiğit, ziyaret ettiği İçişleri Bakanı Kutlu Aktaş’a Erol Evcil’in Nesim Malki cinayetini nasıl organize ettiğini anlattı. Ancak Çakıcı’dan korktuğu için tanıklık yapmayı kabul etmedi. Bakan Aktaş tarafından kaydedilen bu konuşma Başbakan Yılmaz ve Başbakan Yardımcısı Ecevit’e iletildi.
1 Ekim 1998: Mehmet Eymür, MİT müsteşarı Şenkal Atasagun’un önerisi ile Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğüne müşavir olarak atandı. Çakıcı olaylarında adı geçen Yavuz Ataç ise MİT’ten emekliye sevkedildi.
5 Ekim 1998: Mehmet Eymür “Benim Mehmet Ağar ile mücadelem, bu devlet yararına ve fazilet mücadelesidir.Yapılan her şey hiyerarşi içinde yapılmıştır. Yeşil’i kullanan bensem, müsteşarın imzası ile kullanmışımdır. Sorumluluğu kendi üzerinden benim üzerime nasıl atabilir ki. Böyle bir şey mümkün değil.” dedi.
8 Ekim 1998: Akın Birdal suikastinde ismi geçen ve Yavuz Ataç’ın ekibinden olan Mikail Sarı kod adlı Mehmet Kulaksızoğlu İstanbul’da yakalandı.
10 Ekim 1998: Paris’te bulunan Erol Evcil, ‘Nesim Malki cinayeti ile ilgim yok. Asıl cinayetten sonra kimler yükseldi, kimler banka sahibi oldu ona bir bakın’ dedi.
12 Ekim 1998: Mehmet Eymür, İstanbul DGM’de ikinci kez tanık olarak dinlendi ve ‘Tarık Ümit, Mehmet Ağar’ın emriyle Yaşar Öz ve Nurettin Güven tarafından Dursun Karataş’ın yerini tespit için yollanan 291,5 kilo eroini Alman Polisine ihbar ettiği için öldürüldü’ dedi.
13 Ekim 1988: CHP İçel Milletvekili Fikri Sağlar, Korkmaz Yiğit ile Alaattin Çakıcı’nın telefon konuşmalarını içeren bir bandı açıkladı. Bu gelişme üzerine Aydın Doğan, Milliyet gazetesinin Korkmaz Yiğit’e satışını iptal etti.
Malki cinayetinin tetikçilerinden Mehmet Sümbül İstanbul’da yakalandı. Soruşturma genişleyince, dönemin Bursa Emniyet Müdür yardımcısı Yusuf İlhan gözaltına alındı.
17 Ekim 1998: Nesim Malki’nin iş ortaklarından Hayyam Garipoğlu, Malki cinayeti soruşturmasında gözaltına alındı. Garipoğlu, Sümerbank’ı, Malki’den aldığı finans desteği ile satın almış, POAŞ ve TürkBank ihalelerine katılmıştı.
19 Ekim 1998: Başbakan Mesut Yılmaz ‘Malki cinayeti ile bir gecede 700 trilyon eldeğiştirdi’ dedi.
21 Ekim 1998: İzmir Emniyet Müdürü Ahmet Demir hakkında Bursa Emniyet Müdürüyken Malki cinayeti soruşturmasını örtbas ettiği gerekçesi ile soruşturma açıldı.
6 Kasım 1998: Susurluk Bankeri olarak da bilinen ve İtalyan mahkemelerince uyuşturucu kaçakçılığına dayanan kara paraları akladığı gerekçesiyle aranan Hakkı Yaman Namlı, tutuklandı.
9 Kasım 1998: İstanbul DGM Savcılığının emri ile Korkmaz Yiğit gözaltına alındı. Aynı gece Yiğit’in satın almış olduğu Kanal 6 ve Kanal E televizyonlarında gözaltına alınmadan önce hazırladığı bant yayınlandı. Yiğit burada ‘Devletin en üst seviyesi bana medyaya gir, banka ihalesine gir derken ben niye Çakıcı’dan yardım istiyeyim’ dedi ve Mesut Yılmaz, Güneş Taner ve Kamuran Çörtük hakkında ağır ithamlarda bulundu.
11 Kasım 1998: Yiğit’in açıklamaları hükümeti sarstı. FP, DYP ve CHP Mesut Yılmaz aleyhinde gensoru önergesi verdiler.
13 Kasım 1998: Korkmaz Yiğit İstanbul DGM’de tutuklandı ve Kırklareli Cezaevine gönderildi.
14 Kasım 1998: İstanbul DGM, Malki cinayetinin azmettiricisi olarak aranan Erol Evcil’in tüm mal varlığına tedbir kararı koydurttu.
16 Kasım 1998: Çakıcı ile telefon görüşmeleri yaptığı açığa çıkan ANAP’lı Eyüp Aşık hakkında İstanbul DGM’de çete mensuplarına yardım ettiği gerekçesi ile dava açıldı.
17 Kasım 1998: MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, ‘MİT için taşeron kullanma devri bitmiştir’ dedi.
22 Kasım 1998: İadesi için Fransa’da mahkemeye çıkartılan Çakıcı “Mesut Yılmaz beni Mehmet Eymür aracılığı ile öldürmeye çalıştı. Bu bilgiyi MİT’teki dostlarım bana iletti. İade edilirsem hemen öldürülürüm” dedi.
25 Kasım 1998: Türkbank ihalesi ile ilgili olarak verilen gensoru önergesi TBMM’de kabul edildi. 55. Hükümet (ANA-SOL-D Koalisyonu) düştü.
3 Aralık 1998: Fransa, idam edilmemesi koşulu ile Çakıcı’nın iadesini kararlaştırdı.
15 Aralık 1998: İstanbul Narkotik Şube Müdürü Ferruh Tankuş, yeni atandığı Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü görevine başlamadan önce “bir grup uyuşturucu kaçakçısı, beni rüşvet ile tayin ettirdi” dedi.
10 Ocak 1999: Haluk Kırcı İstanbul Pendik’de Bünyamin Adanalı’nın evinde, polis tarafından yakalandı.
17 Ocak 1999: Bülent Ecevit tarafından kurulan Azınlık hükümeti güvenoyu aldı.
15 Şubat 1999: PKK lideri Abdullah Öcalan, Kenya’nın başkenti Nairobi’de Yunanistan Büyükelçiliğinden havaalanına giderken MİT tarafından düzenlenen bir operasyon sonucu yakalandı ve özel bir uçak ile Türkiyeye getirildi. APO İmralı adasında yer alan cezaevine yerleştirildi.
28 Mayıs 1999: DSP-MHP-ANAP, Bülent Ecevit’in başbakanlığı üstlendiği 57. Hükümeti kurdular.
29 Mayıs 1999: Emniyet birimleri içinde yer alan bir grubun Başbakanlığın telefonları da dahil olmak üzere çok sayıda telefonu dinlemekte olduğu ortaya çıktı.
10 Haziran 1999: İş İçleri Bakanı Sadettin Tantan, telekulak skandalı ile ilgili olarak “Emniyet İstihbaratı kahvehaneye dönmüş, sırlar sokağa dökülüyor” dedi.
29 Haziran 1999: APO, İmralı adasında sürdürülen yargılamasında TCK 125. Madde hükümleri gereğince idam cezasına çarptırıldı.
23 Temmuz 1999: Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral, yardımcısı Osman Ak ve Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican’ın telekulak skandalı ile ilgili olarak mevzuata aykırı davrandıkları ortaya çıktı.
29 Temmuz 1999: Çıkar Amaçlı Suç Örgütüleriyle Mücadele Yasası TBMM’de kabul edildi.
7 Ağustos 1999: Türk-İş Genel Sekreteri ve Genel Maden-İş Başkanı Şemsi Denizer, Zonguldak’da evinin önünde bir süre korumalığını da yapan Cengiz Balık tarafından öldürüldü.
10 Ağustos 1999: Dündar Kılıç, geçirdiği kalp krizi sonucu öldü.
16 Ağustos 1999: Abdi İpekçi Suikastının sanıklarından Mehmet Şener’in tutukluluk kararı zamanaşımına uğradı.
21 Ekim 1999: Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı, Kültür eski Bakanı Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, arabasına konan bir bomba ile öldürüldü. Cenazesine öğrencileri, kalabalık bir halk topluluğu ve Ankara’da bulunan tüm komutan ve subaylar katıldı.
28 Ekim 1999: Nesim Malki cinayeti’nin azmettiricisi Erol Evcil, Mudanya’da cep telefonu görüşmeleri sayesinde yeri belirlendikten sonra yakalandı.
1 Kasım 1999: Bahçelievler Katliamı olarak da bilinen 7 TİP’linin öldürülmesi olayının sanıklarından Bünyamin Adanalı ve Ünal Osmanağaoğlu 7’şer kez idam cezasına çarptırıldı.
15 Kasım 1999: Nesim Malki cinayetinin tetikçisi olduğu iddia edilen Burhanettin Türkeş Bugaristan’da Türk ve Bulgar polisinin ortak operasyonu ile yakalandı.
22 Kasım 1999: TBMM Susurluk Kazasını Araştırma Komisyonu üyelerinden FP Gaziantep Milletvekili Bedri İnce Tahtacı Ankara’da geçirdiği esrarengiz bir trafik kazası sonrasında hayatını kaybetti. Aynı komisyonun üyelerinden CHP Mersin Eski Milletvekili Fikri Sağlar komisyon üyelerinin tümünün yaşamının tehtid altında olduğunu söyledi.
23 Kasım 1999: Nesim Malki cinayetinin tetikçisi olduğu iddia edilen Burhanettin Türkeş İstanbul DGM’de tutuklandı.
27 Kasım 1999: Ankaralı Mafya liderlerinden Nihat Akgün İstanbul Ataköy’deki lokantasında çapraz ateş sonucu öldürüldü.
15 Ocak 2000: TÜSİAD, Çakıcı ile olan ilişkisi açığa çıkan Bayındır Holding patronu Kamuran Çörtük’ü dernekten ihraç etti.
23 Ocak 2000: Abdi İpekçi Suikastı soruşturmasında MİT’in mahkemeden bazı bilgileri sakladığı iddası doğrulandı. Yalçın Özbay’ın Almanya’da MİT mensupları tarafından yapılan sorgusuna ait kayıtlar Oral Çelik’in beraat kararından sonra mahkemeye ulaştırıldı.
9 Şubat 2000: Batman Valiliği tarafından PKK ile mücadele için gümrüksüz olarak 2.7 milyon dolarlık silah ithal edilerek oluşturulan özel tim’in silahlarının bir kısmının kaybolduğu, bazılarının Hizbullah tarafından kullanılmakta olduğu ileri sürüldü. Valilik silahları, Türkiye’ye yönelik kaçakçılığın merkezinde yer alan Bulgar Kintex şirketinden ithal etmişti.
15 Şubat 2000: Sabancı Suikastı’ı sanığı Mustafa Duyar’ı öldüren Karagümrük Çetesi mensubu Ahmet Yergüder davası için İstanbul’a götürülürken Jandarmalara yemek ısmarladığı otelden kaçtı.
1 Mart 2000: Kanal D televizyonunda Nesim Malki Cinayetinin sanıklarından Mehmet Sünbül’ün Hizbullah tarafından kaçırılıp öldürülmeden önce Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu tarafından yapılan sorgusuna ait ses kasetlerinin çözümü yayınlandı. Velioğlu’nun sorularına yanıt veren Sünbül kasette, Nesim Malki’yi Şükrü Elverdi ve Oğuz Işık’ın öldürdüğünü, Erol Evcil’in bu cinayet için kendilerine 2 milyon dolar teklif ettiğini, ancak çeşitli zamanlarda toplam birbuçuk milyon dolar alabildiklerini anlatıyordu.
8 Mart 2000: MİT tarafından Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğüne Müşavir olarak atandıktan sonra istifa ederek, Washington’a yerleşen Mehmet Eymür, hazırladığı internet sayfasında Hanefi Avcı’nın Hizbullah’ın kurucusu olduğu, Eyüp Aşık’ın Evcil ve Çakıcıya destek sağladığı, devlet kurumlarının sağcı militanlar kadar solcu militanları da kullanmakta olduğu gibi çok sayıda iddiaya yer verdi.
21 Mart 2000: Yeraltı dünyasının önde gelen isimlerinden Alaattin Çakıcı ve Karagümrük Çetesi lideri Nuri Ergin arasında söz düellosu yaşanmaya başlandı. Ergin’in aynı cezaevinde yatan Çakıcı’ya yolladığı mektupta “şerbeti posalanmış şambabası”, “havalar yağışlı saç boyan akacak” gibi cümleler kullandığı görüldü. Mektuplaşma İstanbul’a hakimiyet kurma mücadelesine dönüştü ve Çakıcı’nın adamları ile Karagümrük Çetesi arasında bir tür kan davası başladı.
27 Mart 2000: Özel Harekat Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin Bursa yakınlarında geçirdiği trafik kazasında ağır yaralandı. Beyin çevresinde ödem oluşan Şahin, hafızasının bir kısmını kaybetti.
2 Nisan 2000: ABD’de yaşayan ve kurduğu internet sitesinde çeşitli iddiaları dile getiren Mehmet Eymür, Çakıcı’yı ’80 sonrasında kullandığını ancak ASALA’yı bitirmek ile övünen Çakıcı’nın aslında silah kullanmayı bile beceremediğini ileri sürdü.
11 Nisan 2000: Sami Hoştan, 1992 yılından beri aranmakta olan uyuşturucu kaçakçısı Sami Oştan olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı.
18 Nisan 2000: Özel Harekat Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin, taburcu oldu ve “çatışmalarda ölmedim. Ölüme bu kadar kolay yenilmem” dedi.
19 Nisan 2000: 26 Temmuz 1996 tarihinde İstanbul’da dur ihtarına uymadığı için silahla Ömer Karagöz isimli kişiyi yaralayan Ayhan Çarkın hakkında İl İdare Kurulu tarafından verilen meni muhakeme kararı Danıştay tarafından bozuldu. Çarkın hakkında 10 yıla kadara ağır hapis istemi ile dava açılacak.
Sami Hoştan hakkında uyuşturucu ticareti yapmak suçundan 30 yıldan 66 yıla kadar ağır hapis istemi ile dava açıldı.
6 Mayıs 2000: Uğur Mumcu’yu arabasına yerleştirdikleri bomba ile öldürdükleri iddia edilen 7 kişi İstanbul’da yakalandı. Emniyet yetkilileri yakalananların aşırı dinci bir örgüte mensup olduklarını ve soruşturmanın selameti için basına yayın yasağı konulduğunu açıkladılar.
11 Mayıs 2000: Uğur Mumcu’nun arabasına bombayı koyanların İran Gizli Servisi Savama ajanları olduğu ileri sürüldü. Tevhid-i Selam isimli aşırı dinci örgütün Mumcu Suikastında gözcülük yaptıkları ortaya çıktı. 6 Mayıs’da yakalanan Yusuf Karakuş ve Abdülhamid Çelik olay yerinde yapılan tatbikatta eylemi nasıl gerekleştirdiklerini anlattılar. Umut adı verilen operasyonu sürdüren emniyet Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok ve Muammer Aksoy cinayetlerini gerçekleştiren aşırı dinci örgüt mensuplarını da yakalamaya başladı. Ancak Emniyet ile DGM Savcılığı arasında zanlıların ifadelerindeki çelişkiler konusunda bir çatışma yaşanıyor.
13 Mayıs 2000: Papa II. Jean Paul, Fatıma’da katıldığı bir törende bu güne dek açıklanmayan Meryem Ana’nın üçüncü sırrının Papa Suikastı olduğunu ilan etti.
8 Haziran 2000: Dönemin İç İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş, Abdi İpekçi Suikastı ile ilgili soruşturmanın dönemin Sıkıyönetim Komutanı Necdet Üruğ tarafından engellendiğini ileri sürdü.
13 Haziran 2000: İtalyan Cumhurbaşkanı, Mehmet Ali Ağca’nın affı ve Türkiye’ye iade kararını onayladı.
14 Haziran 2000: Mehmet Ali Ağca Türkiye’ye getirildi ve Kartal Özel Tip Cezaevine yerleştirildi. Ağca iki gün sonra çıkartıldığı ilk duruşmasında “Anlatılanların hepsi masal, İpekçi Cinayetinde ben sadece aktördüm. Olayın sırları Bekir Çelenk’in ölümü ile yok olup gitti” dedi.
12 Temmuz 2000: Umut Operasyonu iddianamesinde son 12 yılda işlenen 22 cinayetin aydınlatıldığı, Mumcu’nun laik kesimin temsilcisi olduğu, Kışlalı, Üçok ve Aksoy’un başörtüsüne karşı konuşmaları yüzünden öldürüldüğü belirtildi. İddianamede tüm eylemlerin İran gizli servis ajanları tarafından organize edildiği aşırı dinci örgütlerine de taşeron olarak kullanıldığı da vurgulanıyor.
4 Ağustos 2000: Tuğgeneral Veli Küçük Yüksek Askeri Şura kararı ile emekli edildi.
[…] Kazası’nın kronolojisi ise arşivlemesem olmazdı adresindeki harika derlemede tarihleriyle takip […]
Elinize sağlık.